Anksiyete Terapisi
Anksiyete Terapisi isimli bu yazımızda anksiyete nedir? Çeşitleri nelerdir? Anksiyete yaşayan insanların özellikleri nelerdir? Sorularına cevap bulmaya çalışacağız. Anksiyete nedeniyle yardım alan pek çok kişinin uzun süre bu konudan muzdarip olduklarını görmekteyiz. Kimilerinde anksiyete nedeniyle bu rahatsızlığın ilerleyerek daha kötü bir tabloya (Şizofren vb.) dönüşeceği endişesi hakimken, kimilerinde de bu rahatsızlıktan artık kurtulamayacaklarına dair karamsar, umutsuz düşünceler hakim olabilmektedir. Oysa ki anksiyete terapisi konusunda yardım alabilecekler için pek çok terapi yöntemi bulunmaktadır. Bunların başında en etkili ve hızlı ilerleyen Hipnoz terapisi ve EMDR terapisi gelmektedir. Aslında psikiyatrik ilaçların kullanımıyla ilgili sorunlar azımsanmayacak kadar çoktur. Kimi zaman psikiyatristin anksiyete sorunu yaşayan kişilere ilaç tedavisinin yanında psikolog desteği önerileri çok hoş karşılanmamaktadır. ‘Ne yani konuşarak mı bitecek benim sorunum’ türünden yakınmalar nedeniyle yıllarca terapi desteği almadan anksiyete ile mücadele etmek zorunda kalanların sayısı anlamlı bir oranda yüksektir.
Anksiyete Terapisi – Hipnoz ve EMDR
Anksiyete Terapisi başlığını attığımız bu yazımızda kısaca anksiyete sorununda EMDR ve Hipnoz terapisinin ne kadar etkili olduğuna değinelim. Pek çok danışan tarafından yıllarca süren sıkıntılı dönemden sonra danışanlarımızın EMDR ve Hipnoz terapisinin hızlı etkisine hayretler içerisinde kalarak tepki verdiklerini görmekteyiz. Bilinenin aksine psikolojik sorunlar sadece kişinin zihninde etkiler oluşturan sorunlar değildir. Psikolojik sorunların mutlaka kişiye fizyolojik olarak da etkisi bulunmaktadır. Yani kişide bedensel yakınmalar da oluşabilmektedir. Bu nedenle anksiyete sorunu yaşayanların farklı fizyolojik rahatsızlıklardan muzdarip olması da kuvvetle muhtemeldir. Her insan zaman zaman belirli konularda makul seviyede endişenebilir. Her endişe durumunu, kaygı durumunu anksiyete olarak tanımlamak doğru olmaz. Bununla birlikte normal endişe ve anksiyete ayrımını yapmak da pek o kadar kolay görünmemektedir. Fakat bazı insanlar için endişeler, kaygılar hayatı daha da zorlaştırabilmekte, gündelik yaşantılarında ciddi anlamda engelleyici bir nitelik arz etmektedir. Artık kişi kendi duygu durumunu kendisi düzenleyememekte, pek çok durumdan veya olaydan kaçınma davranışı sergilemeye başlamaktadır. Psikiyatriste gidildiğinde Panik atak, fobi, sosyal fobi vb. tanılar konulabilmektedir.
Anksiyete Terapisi yazımızın bu bölümünde madde madde anksiyete konusunda belli başlı bölümleri ele alacağız. Anksiyete sorunu yaşayanlarda aşağıda belirttiğimiz konu başlıklarında geçen belirtiler bulunmaktadır. Fakat her zaman yaptığımız uyarıyı burada da yapmadan geçmeyelim. Ne bu makale, ne de internette okumuş olduğunuz farklı makalelerden yola çıkarak kendinize veya yakınlarınıza tanı koyma girişiminde bulunmayınız. Unutmayınız ki tanı koymak için farklı ölçütler bulunmaktadır. Bu ölçütleri de en iyi uzmanlar bilebilir.
Aşırı endişe duymak – Anksiyete Terapisi
Günlük küçük işlerle ilgili dahi normalin üzerinde bir endişe halinin bulunması. Daha çok Yaygın Anksiyete bozukluğu türünde görülmektedir. Gün içerisinde hafif veya orta şiddette, fakat gün boyu süren bir anksiyeteden bahsedebiliriz. Hafif veya orta şiddette kaygı derken aklınıza şu gelsin: Normal insanın yaşayabileceği sıradan kaygının çok ötesinde şiddette yaşanan bir kaygıdan bahsediyoruz. Sadece anksiyete bozukluklarında görülen kaygı ile kıyaslandığında hafif ve orta şiddet diyebiliriz. Aksi durumda kaygı her zaman rahatsız edici seviyededir. Yani bu kaygı günlük hayata sirayet ederek yorgunluk, bitkinlik, uyuyamama veya aşırı uyuma şeklinde kendini ortaya koyabilmektedir. Normal kaygılarımız duygularımızda büyük bir sıkıntıya sebep olmazken anksiyete büyük bir sıkıntıya sebep olmaktadır.
Uyku Sorunları – Anksiyete Terapisi
Aslında uyku problemlerinin büyük bir kısmı hem psikolojik hem de fizyolojik elemanları içermektedir. Doğal olarak çok önemli bir iş görüşmesi öncesi veya ülkemizde her yıl öğrenciler üzerinde ciddi etkisi olan üniversite sınavı gibi önemli sınavlar öncesi uyku sorunları yaşanmaktadır. Fakat kişi uyumak üzere yatağa yattığında kendisini kronik bir şekilde uyanıklık içerisinde buluyorsa, endişeli bir durumdaysa anksiyetenin eşlik ettiği uyku sorunu düşünülebilir. Kimi uzmanlara göre yaygın anksiyete bozukluğu olan insanların yarısının uyku sorunu yaşadığı öne sürülmektedir. Kimi zaman da kişi kendini terler içerisinde uykudan uyanmış ve sakinleşemez halde bulabilmektedir.
Yersiz Korkular – Anksiyete Terapisi
Korku, tıpkı tüm diğer duygular gibi hayatımızın önemli bir parçası ve bizim için gerekli bir duygudur. Fakat korku ezici bir şekilde durumla orantısız bir şekilde yükseliyor ise o zaman anksiyeteye bağlı korkudan bahsedebiliriz. Pek çok durumla ilgili olarak geliştirilen fobiler mevcuttur. Örneğin, kalabalık içinde olmak, tramvay veya metroda bulunmak, araç kullanırken tünele girmek türünden fobiler kişinin gündelik yaşamını ciddi anlamda etkileyebilmektedir.
Kas Gerginliği
Anksiyete bozukluklarına genellikle kas gerginliği eşlik etmektedir. Fakat bu durum o kadar sürekli bir hal almaktadır ki kişi artık bu gerginliği sürekli yaşadığı için vücudunun normal halinin bu olduğunu zannetmektedir. Bu durumda olan anksiyete sorunu yaşayan kişiler özellikle hipnoz seansı sonrası hipnozun ne kadar etkili olduğunu bizzat hissetmektedirler. Hipnoz bu kişiler için adeta mucizevi bir terapidir. Halbuki hipnoz seansında kas gevşekliğine ulaşmanın vermiş olduğu rahatlama nedeniyle kişi uzun zamandır yaşamadığı rahatlığa kavuşmuştur. Bunun yanında düzenli olarak yapıulacak çeşitli egzersizler de kas gerginliğinin giderilmesi için faydalı olabilmektedir.
Kronik Sindirim Sistemi Sorunları
Anksiyete bozukluklarında bahsettiğimiz kaygı her zaman zişhinde başlayıp orada kalan, zihne yerleşen ve bedenle alakası olmayan bir kaygı durumu değildir. Zihinde kaygı varsa tüm bedende de bunun etkileri vardır. Kimilerinde mide bulantısı şeklinde görülürken, kimilerinde de şişkinlik, gaz, kabızlık vb. şekillerde kendini ortaya koymaktadır. Kısaca IBS olarak nitelendirilen İrritabl Bağırsak Sendromu da anksiyeteye bağlı gelişebilen bir rahatsızlıktır. Elbetteki IBS tamamen psikolojik bir sorundur demiyoruz. Fakat psikolojik kökenli IBS rahatsızlıkları da mevcuttur. Hep psikolojik hem de fizyolojik etkenlerin eşlik ettiği IBS daha ağır seyredebilmektedir. Bağırsak sistemimiz strese karşı çok duyarlı bir sistemdir.
Sahne Korkusu
Pek çok insan bir gruba konuşma yapmak durumunda kaldığında belirli bir seviyede kaygı yaşar. Fakat bu durum kişiyi konuşma yapmaktan alıkoymaz. Heyecanlı da olsa çıkar ve konusunu anlatır. Fakat bu kaygı nedeniyle sahneye çıkamaz, olası topluluk önünde konuşma ihtimali bulunan durumlardan kaçar hale getirirse anksiyeteden bahsedebiliriz. Buna da sosyal fobi veya diğer bir deyişle sosyal anksiyete denilmektedir. Bu durumda olan kişilere yakın çevrenin verdiği destek de fayda vermez. Sosyal fobi her zaman kalabalık önünde konuşmayla ilgili kaygıları ifade etmez. Kimi zaman insanlarla birebir iletişimde de aynı kaygıların ortaya çıkabildiğini görmekteyiz. Bulunduğu ortamda adeta bütün gözler onun üzerindedir. Konuşmakta zorluk çekme, bulantı, titreme, ses titremesi, kızarma vb. fizyolojik belirtiler de eşlik eder.
Panik
Panik atak kelimesi günümüzde çok iyi bilinen psikolojik kavramlar arasındadır. Panik atak geçiren herkes bir tür anksiyete bozukluğu yaşar. Ancak unutulmamalıdır ki panik atak, kimi zaman sağlıklı insanların da belirli stresli yaşam olayları sonrasında yaşayabilecekleri bir durumdur. Panik ataklar kişi için korkunç bir durum olarak algılanmaktadır. Yoğun korku ve çaresizlik duyguları, ölecekmiş veya delirecekmiş korkusu, vücudun belirli bölgelerinde karıncalanmalar, uyuşmalar, terleme, baş dönmesi gibi belirtiler eşlik etmektedir.
Geçmişe Dönüş
Daha çok Travma Sonrası Stres Bozukluklarında görülen bir durumdur. Kişi geçmişte yaşamış olduğu travmatik bir anıyı birden bire tekrar yaşantılayabilmektedir. En küçük bir hatırlatıcı koku, görüntü, durum veya kişi anında kişiyi yaşamış olduğu travmanın kucağına itebilmektedir. Tetikleyici diye nitelendirilen hatırlatıcı durumlardan kaçınma davranışı baş gösterebilmektedir. Sosyal fobide de aynı durum söz konusu olabilmektedir. Kişi, geçmişte küçük düşürüldüğü, alay konusu olduğu bir durumu tekrar yaşama korkusu nedeniyle sosyal anksiyete geliştirebilmektedir.
Mükemmelliyetcilik
Eğer kişi kendini sürekli kontrol ediyor, değerlendiriyor, hata yapmaktan korkuyor ve yaptığı her işi mükemmelen yapma motivasyonuyla hareket ediyorsa açıkça anksiyete bozukluğuna davetiye çıkarıyordur diyebiliriz. Ayrıca Obsesif Kompulsif bozuklukla da yakından ilişkili olan mükemmeliyetçilik, anksiyete sorunu yaşayan kişilerde görülmektedir.
Kompulsif Davranışlar
Obsesif (takıntılı) düşüncelere cevap verme mecburiyeti nedeniyle kişi kompulsif -yani takıntılı düşünceleri nötralize etmek- için davranışlar sergilemektedir. Kompulsif davranışlar sergilenmezse anksiyetede artış görülmektedir. Kişi bu obsesyon ve kompulsiyon kısır döngüsü içinde kalmaktadır.
Hakan TOKGÖZ
Klinik Psikolog / KONYA
05511116504